Röntgenci (Öykü)


Kız yine gardırobunu karıştırıyor. Güzel. Muhtemelen üstünü değiştirecek. Hava günlük güneşlik. İyi. Her şey benden yana. Dürbün… Tabii ki burada. Aynamı da alayım. Soyunmaya bir başlasın… Gene yansıtırım ışığı ona. Ruhu duymaz. Karşı apartmanın gülü… Yavrum. Muhteşem bir vücudu yok ama olsun. Kadın değil mi? Hep çıplak dolaşsa keşke… Hele o göğüsleri yok mu? O göğüsler…

Oho, daha iki saat kıyafet seçer bu. Haydi kızım. İyi bir performans bekliyorum senden. Ha, dur acele etme. Kayganlaştırıcı bir şey lazım. Diş macunu. Evet, diş macunu. Evde ondan âlâ ne var? Kapı. Kapıyı kilitlemeyi unutma. Geçen sefer annem gelince rezil olmuştum. Unutmamalıyım. Unutma, unutma, unutma. İyi de böyle zamanlarda aklım çıkıyor ki.

Şu mereti sokacak hakiki bir delik de bulamadım bir türlü. Bu kız, porno dergiler, filmler yetmiyor ki. Damacana, süt şişesi, salonda annemin süs çiçekleri koyduğu saksı, rakı bardağı da yetmiyor. Birkaç sene önce mahallenin uyuz köpeği beni nasıl da ısırmaya kalkmıştı. Salak işte. Hoşuna gidecekti halbuki. Köylerde ne güzel Nallı Ayşeler olurmuş. At, eşek… Köyde yaşamak varmış bu devirde. Kızlar verse ne olur sanki. Önüne gelene versinler. Herkes rahat etsin.

Neyse kızı kaçıracağım. Feminist midir acaba bu? Pazarcılar her patlıcan, hıyar salladıklarında “Aa terbiyesiz şey seni!” diye car car bağıranlardan mıdır? Hah hah. Boş ver. Her ne haltsa. Malum yerleri tam olsun yeter. Bir de keşke çıplak gezse hep.

Seçti galiba giyeceklerini. Hep çıplak dolaşsa keşke. Bütün kadınlar çıplak dolaşsa. Ha tabii bir de verseler. Etrafta anadan doğma dolaşıp da vermeyen hatunu ben n’apayım. Oyş, evet, çıkar o bluzu. Bir elle dürbün, diğeriyle ayna tutmak ne zor. Her seferinde… Bu kadar zahmet vereceklerine…

Neyse başka şeyler düşünmeyeyim. Kıza odaklan, kıza odaklan.  Hep aynı sırada. Önce bluzunu çıkartıyor. Sonra pantolon, şort ne varsa. Alıştıra alıştıra. Onun bu halleri beni bitiriyor. Evet, pantolonunu da çıkarttı. Sıra sutyende. Haydi zilli haydi. Oh, ah, oyş. Biraz daha, biraz daha. Sutyen. Memeler. Yaşasın memeler. Bizim okulun tuvaletinde yazdığı gibi: Kahrolsun sutyenler, memelere özgürlük!

Dürbünün ayarlarıyla oynamaktan bir hal oldum. Biraz daha büyütemez misin şerefsiz alet? Şu uçları daha net görebilsem… Ellerim onların üzerinde, evet, okşuyorum, ahhhh, top top, ohhh, yalamaya başlıyorum, insan dayanabilir mi sadece yalayarak, ısırmaya başlıyorum. Kız çığlık atıyor. “Ahh, ahh, devam et, devam et!” Devam ediyorum. Bir emiyorum, bir ısırıyorum, bir emiyorum, bir ısırıyorum.

Aynayı güneşe tutayım. Benden haberi olmasın, izlendiğini bilmesin. Ama nedense ona ışık yansıtmak istiyorum. Belki de farkımda olsun istiyorum. Ama yok olmasın. O beni bilmeden ben onun her kıvrımından fantezi kurayım.

Yoksa, yoksa… Evet, külot da değiştirecek! Daha ne isterim. Çıkart onu da, çıkart! Ahh, ohh, ahh… Nefesimi kesmeyi iyi beceriyorsun. Al sana benden ışık. Odanın içine yansıttım, hah hah. Neden duraksadın bebeğim? İndir onu, evet, evet. İşte bu!

Sen, o yanında soyunduğun yatağa yatmışsın. Ben üstüne çıkmışım. Ama sen naz yapıyorsun. Ben de mecbur seni tahrik etme peşinde… Bir kere de uğraştırmasanız. Ben yanıp tutuşmak üzereyim. Ama peeh kimin umurunda? Neyse… Parmaklarımı kasıklarından aşağı indiriyorum. Bızırına doğru. Bızır, bızır, neredesin bakayım? Ahan da buldum. İki parmağımın arasında hafifçe sıkıyorum. Sen kasılıp çığlık atıyorsun. Tamamdır. Artık kuduracak kadar hazırsın. Şeyimi içine sokuveriyorum. Bir aşağı, bir yukarı, bir aşağı, bir yukarı. İnim inim inliyorsun. Performansın her zamankinden iyi. Oh, oh, ah, ah, ııııh, ıııhh. Geliyorum kaltak, geliyorum. Daha da hızlanıyorum. Daha hızlı, daha hızlı. “Acıyor. Yavaşla!” diyorsun. Bana ne! Ben zevkin doruğundayım. İşte oluyor, oluyor, oldu. Ahhhhhhhhhhhh…

Bu da ne? Gene elime boşaldım. Kahretsin, halı ve duvarlara da gelmiş. Annem içeri gelmeden temizlerim. Kız külotunu giymiş bile. Sutyene geçmiş. Dışarı çıkmadan hep destekli sutyen takıyor. Zilli. Halbuki çıplak dolaşsa ya. Ne sevaba girer bilmiyor. Toy daha abisi, acemi. Hah hah hah.

Diş macununun hepsini bitirmiş miyim? Yuh bana. Bir ara bakkala çıkıp yeni alayım. Yoksa annem başıma kalacak. Pantolonu dar, güzel, severim dar pantolonları. Kalçaları iyice belli eder. Bu kızın da poposu yusyuvarlak, yakışır. O da ne? Boğazlı kazak mı? Yapma, etme. Bu kış gününde ne güzel içimi ısıtmışken…

Neyse ki içindeki cevherleri biliyorum ben. Bir daha güneşe ayna tutayım. Oldu işte. Ne oldu? Birinin camı mı parladı sandın? Bak, bak. Aklına bile gelmez. Zavallı küçük kız… Acaba sevgilisiyle buluşmaya çıkacak? Benim ne eksiğim var ki? Bu bir yana… Yoksa ona sahip olan birisi mi var benden başka? Hayır! Olamaz! Olmamalı! O bir tek benim aklımdan geçmeli! Ne saçmalıyorum ben yahu? Ne bok yerse yesin. Hep odasında soyunsun o bana yeter. Odasında soyunmaz olmuştu da ben de üç buçuk atmıştım. Ya bir daha soyunmazsa? Ya fark ettiyse?

Ama neyse korkum yersiz çıktı. Gidiyor işte. Ben de şuraları temizleyeyim. Nerede benim kâğıt havlularım. Anaa, epey az kalmışlar. Stoku tazelemek gerek. Kız hep soyunmuyor ki anasını satayım. Yoksa kaç rulo bitirirdim ben. Yok yok, daha ne yapsın kız? Kötü çocuk. Kötü bir çocuğum ben. Azla yetinmesini bilsem ne olur? Hah hah. Ne komiğim ben. Kızlar güya komik erkek sever derler. E hani? Okurken bir tanesi yüzüme bakmadı. Kaltaklar! Daha iyisini bulacaklar sanki! Annem tutturmuş “İş bul, iş bul.” İş var da! Gerçi olsa da n’apayım? İşte otuz bir çekilmez ki. Çekilir mi yoksa? Denemek lazım aslında. Neye kasıyorsam bu kadar? Heyecan olsun. Yakalanmamak için dikkat etmek gerek ama. Hepsi bu karıların suçu. Hemencecik verseler… İlle bin dereden su getirecekler.

Şu bahçedeki benim kız mı? İşte bu sürpriz oldu. Aynayı nereye bıraktım? Hah burada. Ne ara koymuşum duvarın dibine? Dalgınlık kötü şey. Al bebeğim, sana ışığımı yolluyorum. Nasıl ha? Hoşuna gidiyor mu? Nasıl yani? Kafasını kaldırıp baktı. Hâlâ bakıyor. Bana bak, kıllandırma beni. Görmüyorsun değil mi? Aynayı bırakıp çekilsem bu pencereden… Yapamıyorum. İlle ışık yansıtacağım. Işığı yansıtınca ne oluyorsa? Beni görsün mü istiyorum? Hayır! Görmesin beni! Bakma! Yeter artık! Bu mesafeden yüzümü bile seçemezsin! Ama neden ruhumu okuyormuşsun gibi hissediyorum? Asabımı bozma, çevir kafanı! Yanına gelen adam… Baban mı o? Atla haydi arabasına, götürsün seni gideceğin yere. Yeter ki bakma bana! Dur, sakın! Ne yapıyorsun sen öyle? Parmağın neden beni işaret ediyor? Ne söylüyorsun ona? Baban da bana bakıyor artık! Kahretsin! Olamaz! Arabayı bıraktı! Bahçeden çıkıyor! Bana geliyor! Oradan bizim bahçeye doğrudan giriş olmadığı için dolanacak! Kaçmaya vaktim var! Ama ayaklarım bir milim kımıldamıyor! Hadisenize! Ne yapacağım ben şimdi! Oda ne kadar dar!

Aa, babası arabaya geri döndü. Yaşasın. Aklı başında bir adam olduğu belli. Kötü bir şey yapmayacağını biliyordum zaten. Heh heh. Aynamı yeniden alabilirim. Sana bir güle güle ışığı ateşli kız. Öpücük de yolladım ama görmedin.

Ne! Kapı zili! Kızla babası gittiğine göre… Aman annemin katana komşularından biridir. Annem çığlık attı. Hırsız mı? Katil mi? Yettim ulan! Anama el kaldıranın! Gurk… Polis beyler… Hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz? Şikâyet mi? Ne şikâyeti ola ki? Allah Allah… Karşı apartmandan bir bey mi aradı? Röntgenci mi? Genç bayan yanılmış olmasın. Tam da karşı cinsten ilgi beklediği yaşta ne de olsa… Neyi yemezsiniz memur bey? Size yalan mı söyleyeceğim? Anne ne bağırıyorsun? İnsan, öz oğluna “sapık” der mi? Beni kırıyorsun bak demedi deme. Memur bey, odama öyle paldır küldür giremezsiniz. Ayna mı? Ben bakımlı bir erkeğim. Olamaz mı? Dürbün mü? Açıklayabilirim. Bir dakika. Durun. Ben bir şey yapmadım! Vallahi yapmadım! Ben bir şey…

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.