Kelime Sirki (Öykü)

 

DON LASTİĞİ

DON LASTİĞİ

EVLERİN OLMAZSA OLMAZI: DON LASTİĞİ

Bir kelime. Önünde basamaklar var. Çok değil. Üç beş tane. Ama mevcut şartlarda sonsuza dek uzanıyor gibiler. Çıkmak zorunda. Fazla yükü yok. Sadece dört harf. Ya diğeri gibi olsaydı. Tam on bir harf! Bir de o haliyle ipin üstünde yürümesini istiyorlar... Şlak! Yürümeli.

Yüz yüz elli iki yüz

“Hey, orada kimse var mı?” Ses yok. Onu duymuyor. Halbuki böyle miydi başta? Daha genç, taze bir zihinken... kendisini nasıl da sahiplenirdi... şimdi, şimdi kimlerin eline düşmüştü! Tekrar şlak! “Yürüsene be, seni mi bekleyeceğiz bütün gün?”

son yarım saat iki yüz elli kelime

İç giyimin görünmez kahramanı don lastiği, sizi ekstra masraf yapmaktan kurtaracak müthiş bir malzeme. 

İç giyimin görünmez kahramanı don lastiği, sizi ekstra masraf yapmaktan kurtaracak müthiş bir malzeme olarak karşınıza çıkıyor. +3

Gün içinde konforunuzun anahtarı konumunda bulunan iç giyimin görünmez kahramanı don lastiği, sizi bu alanda ekstra masraf yapmaktan kurtaracak müthiş bir fırsat yaratan bir malzeme olarak karşınıza çıkıyor. +++

Şlak! Birinci basamak. Dört harf ama her biri alfabenin geri kalanlarından ağır sanki. Başka bir kelimeye gözü ilişiyor. Nasıl da güzel bir kelime! Ama üstü başı dağılmış. Ondan önce basamakları çıkmayı reddeden o muydu yoksa? Beş harften biri düştü düşecek. Yazık... Diğer harfler de çok sağlam durmuyor. “Buraya yeterince kazanç getirmeyenleri görüyorsun, değil mi? O yüzden kendini topla. Yürü! YÜRÜ!” Sondaki l düştü. Bir a da düşmek üzere. Görüyor, maalesef. 

Başta gördüğü kelime de hala orada. On bir harfini bir ipin üstünde dengelemeye çalışıyor. Tam dengesini kazanacakken fazladan yük bindirdiler zavallının üstüne. Daha yakın olan sol taraftaki kelimeyi seçebiliyor: k-o-m-b-i-n. Yabancı bir kelime. Anlamı ne acaba? Onun bildiği kelimelerin tınısı hoş. Bu, böyle, nasıl dese, kulak tırmalıyor. Ama kelime kelimedir yine de. O da orada emir kulu.

Şlak! İkinci basamak.

İç çamaşırınıza takabileceğiniz don lastiği çeşitleri kalınlık, esneklik, uzunluk ve hatta renk açısından değişiklik gösterebiliyor. Bu da elbette size geniş yelpazede seçim yapma olanağı sağlıyor.

İpteki kelimenin sağına yüklenen kelimeyi okumak biraz daha zor. Belki de birkaç kelimedir. Birbirlerine geçmiş olabilirler. Dur bir dakika. Birkaç fiil bunlar. Sağ-sağla-sağlamak. Sadece sağlamak. Ama minik minik. Bir sürü, birbirine dolanmış. Başka filler yokmuşçasına. Üçüncü basamak.

on dakika dört yüz kelime yetişmeyecek

Sağlamak’lar fazla gelecek. Yalpalıyor. Biraz azaltsalar ya. İpte bir adım. Zangır zangır titreyen harfler. Bir adım daha. Ona da bir şlak. “Önüne bak!” Dördüncü basamak. Son bir tane kaldı, ha gayret. Burasının ona hazırladığı sürpriz ne acaba? Bu zihin, bu zihin eskiden tahmin edilebilirdi. Onunla dopdoluydu. Şimdi neler olup bittiğini anlamak mümkün değil. Adeta kocaman bir boşluk. Düşen kelimelere kötü davranıyor, sonra da onları yutuyor. Dağılan kelimenin harflerine bakıyor çaktırmadan. y de yerde. Bir a daha. Oyalanmaması lazım. Beşinci basamak...

İç çamaşırınıza takabileceğiniz don lastiği çeşitleri kalınlık, esneklik, uzunluk ve hatta renk açısından değişiklik gösterebiliyor. Bu da elbette size geniş yelpazede seçim yapma olanağı sağlıyor. Siz de kendinize ve sevdiklerinize en uygun don lastiğini almak isterseniz Don Lastiği Kovası’ndaki üstün kaliteli ve hesaplı ürünlerden ihtiyaç duyduklarınızı hemen alışveriş sepetinize ekleyebilirsiniz. 

ara paragraflara bakmalı nasıl kullanılır, nasıl takılır vb. vb. vb.

İpteki kelime bir iki adım daha atıyor. Dengesi iyice bozuldu. Sepet kelimesi binmiş kombin’in üstüne. Bir sağa kaykılıyor, bir sola. Düştü düşecek. Ona bakarken içi gidiyor. Yüzü olsa buruşturacak. Şlak! Sonunda dengesi düzelemeyecek ölçüde bozuluyor. Önce fazladan kelimeler dökülüyor çığlık çığlığa. Ardından on bir harfli kelime düşüyor metrelerce yükseklikten. Her bir harf farklı köşelere dağılıyor. a, k, ı, l, bir ı daha, bir a daha, t, y, r, c. “Sen kendine bak önce!” Şlak! Bir don lastiği kamçı gibi şaklıyor harflerinin üstünde. “Buraya kazanç getirmedikten sonra hiçbirinizin kıymeti yok!” Şu an gerçekten kendine, kendi geleceğine bakmalı. Önünde bir çember var, ateşli bir çember. Alevler harflerini yalıyor. “Atla!”

Kelime, çemberin ortasını ortalayarak bütün gücüyle zıplıyor. Sonsuza kadar sürecekmiş gibi geçen birkaç saniye sonunda çemberin merkezi. Ama hesaba katmadığı bir şey var. Kendisi dairesel değil, harfleriyle birlikte tam bir dikdörtgen. İlk ve son harfleri kor haldeki metale çarpıyor. Bir u ve bir t çatlayarak savruluyor. Yere düştüklerinde üstlerinde hala alevler var. m harfi ve diğer u geçmeyi başarabiliyor. Fakat kelime bu haliyle eksik, kanatları kırık. Dilsiz, cansız. Yerde hareketsiz öylece yatıyor.  Yüzleri yukarıya dönük. Çadırın tepesine doğru. Bir görevli onu süpürüp çöpe götürüyor.

son bir dakika son kelimeler

Gün içinde konforunuzun anahtarı konumunda bulunan iç giyimin görünmez kahramanı don lastiği, sizi bu alanda ekstra masraf yapmaktan kurtaracak müthiş bir fırsat yaratan bir malzeme olarak karşınıza çıkıyor. Don lastiğinin olmadığı durumlarda sizi de zor anlar bekliyor. Neler mi? Donunuz düşüyor ve ay parçası gibi parlayan pörsümüş kıçınızı tüm komşular görüp “Aaa,” diyor, “falanca çıplak!”

kelimeler tamam, gönder

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.