Cinsiyetçiliğin Dibine Vuran Mahalle Kavgası


Belgesel izleyenler ve etrafını biraz incelemiş olanlar bilirler. Hayvanlar aleminde erkek bin bir türlü süs ve numarayla kendini dişiye beğendirmek ister. Bu sırada yoluna çıkan rakiplerle kavga ederek alfa erkeğin kendisi olduğunu kanıtlamaya çalışır. Bize en yakın canlı türlerinden olan primatlara kadar durum böyle. Ama anlaşılan evrim bu coğrafyaya ya uğramıyor ya da uğrarken parça parça geliyor, birleşemiyor.

Bunu gözlemlemek, hayattan soğumak ve empati yeteneğinizi kaybetmek için bir mahalle kavgası izlemeniz yeterli. Geçenlerde ben denedim, oldu.

Hafta içi gece saat 00.20'de bağırış çağırışlar... Bu kadar canhıraş bir kavga çıkıyorsa ortada bir şeyler vardır diye düşünmek istiyor insan. Ama aradan seçilebilen "Kapımın önünden geçme dedim ona ama geçti" gibisinden sözcük dizileri aksini gösteriyor. Biri sopalı iki yetişkin (görünümlü) insan gece vakti bütün mahalleyi ayağa kaldıracak hakkı görüyorlar kendilerinde. Üstüne üstlük iğrenç bir üslupla.

Küftün stresi azalttığına inanırım ve ben de sıklıkla küfrederim, kimi zaman istemsiz. Ama bu adamların havaya savurdukları sanki başka bir şeydi. Standart "Ananı ..." zaten birinci sırada. Onun dışında "Senin ikinci baban olacağım", "Bacının bekaretini bozacağım," cümleleri saçıldı ki yaratıcılık!? ve cinsiyetçiliğin iyice dibine vuruldu. Dahası olamaz derken pencerelerden sarkan bir adam "Sevgilisinden mi ayrıldı nedir..." diyerek olayın sebebini de bir kadına atfetmeyi başardı. Başka bir adam da "Aile var ayıp oluyor!" diye savunmaya geçti. Bekar insanların belden aşağı küfür işitme zorunluluğu var ya...

O sırada şunu yaşamışlardır, bunu görmüşlerdir falan filan, empati hikaye. Düşününce hâlâ öyle. Ancak polis gelince susabilen, kendilerini muhtemelen Priapus sanan testosteron israfları ne halleri varsa görebilirler. Bizden uzak, birbirlerine yakın lütfen.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.