Cevdet Bey ve Oğulları Hakkında

İlk Orhan Pamuk okuma deneyimimi Cevdet Bey ve Oğulları ile yapayım dedim. Bu kitabı seçmekteki nedenim, zamanında Gezi Parkı ve çevresinde yer alan, günümüzde maalesef yerinde yeller esen Surp Agop Mezarlığı hakkında birkaç kelam etmiş eserlerden biri olmasıydı.

Alıntı şurada:

“(...) Yeni vali kulüp binasını yıktırmak istiyor, onlara karşıdaki Surp Agop mezarlığında küçük bir arsa vereceğini söylüyordu. Bunu vereceği de galiba şüpheliydi. (...) Hanımlardan biri eski mezarlığın toprağında tenis oynamanın uygunsuz olacağını söyleyince de hava yumuşadı ve birdenbire sessizlik oldu. (…) Eski mezarlığın üstünde tenis oynanmayacağını söyleyen hanım o köşedeki arsanın mezarlarla değil eski bir kilisenin yıkıntısıyla kaplı olduğu söylenerek yatıştırıldı.” (Kitabı aklıma düşüren yazı: http://agos.com.tr/haber.php?seo=gezi-parkinin-yani-basindaki-ermeni-mezarligi&haberid=2889)

Kitap hakkında uzun uzadıya yorum yapmayacağım. Kötü değil, hatta iki noktada gayet iyi ama 610 sayfanın zor bittiğini de itiraf edeyim.

O iki nokta:

1. İstanbul'da benim de en sevdiğim yerlerden olan Nişantaşı, Harbiye ve Beyoğlu'nun kitabın geçtiği yıllardaki atmosferi iyi verilmişti ve okuması keyifliydi. Arada Ada ve Erenköy geçince yabancı filmlerdeki "İstanbul dedi!" sevinci de yaşanıyor.

2. Kuşak çatışması, aile içi ve aile dışı ilişkiler, hat safhada Avrupa hayranlığı da iyi sunulmuştu. Okurken Karamazov Kardeşleri hatırladım ama bir şeyler eksikti. Onda olup bu kitapta olmayan bir yoğunluk, bir derinlik. aradım belki de.

Neyse, bana bir süre bu kadarı yeter.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.