Sanatçıların Yaşadığı Evler


Sanata ve sanatçıya, kitap okuyana ve yazana ülkede uzun yıllar pek kıymet verilmediği, hatta son zamanlarda düzen bozucu gözüyle bakıldığı aşikâr. Bu ortamda bir de edebiyat ve sanatta iz bırakmış insanlara dair bir anıt, olmadı bir tabela epey lüks kaçıyor ama insan umut ediyor işte...

Viyana'ya gittiğimde birçok yazar ve müzisyenin evlerine rastlayacağımı tahmin etmiştim ve bir kısmını haritada işaretlemiştim. Meğerse sadece ara sokaklarda dolaşmak yeterliymiş. En güzel sürpriz, dikkatimden kaçmış ve bir anda beni karşılayan bir yazarın evi oldu: Niteliksiz Adam'ın yazarı Robert Musil. Viyana'da Strauss gibi müzisyenler, doktorlar ve birçokları için, söz konusu binada sadece iki yıl yaşamış olsalar bile, kocaman anma yazıları veya tabelaları eksik edilmemiş.

İnsanın içini ister istemez bir burukluk kaplıyor tabii. Sanatçılarımızın ömür boyu yaşadığı apartmanlarda bilinmediği ve kat sakinlerinin toplanıp bir tabela astıramadığını düşününce... Başka ülkelerde adına parklar, sokaklar olabilecek, 19 Temmuz 2013'te aramızdan ayrılan değerli yazarımız Leylâ Erbil için Teşvikiye'de hiçbir şey görememek üzücü. (Umarım fark etmediğim sevindirici haberler alırım yakın zamanda.) Aynı üzüntü, Narmanlı Han'da da içimi kaplıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar orada günlerini nasıl geçirdi, eserlerini nasıl yazdı görmek isterdim. Ama bina ve beraberindeki anılar kapitalizmin elinde.

Ağzımızdan tarih düşmemesine, hayatımızın her anında geçmişte yaşamamıza rağmen ona hak ettiği değeri veremememiz acı bir durum. Sırf Üçüncü Köprü bir an önce bitsin diye Avrupa'yla aşık atabilecek tarihi eserleri düzlemeyi göze almışız, Küçükçekmece'de dünyanın belki de en eski mağarası çürümeye terk edilmiş... Yine de sevindirici birkaç yer var.

Burgazada'daki Sait Faik Abasıyanık Müzesi, Heybeliada'daki Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi bu yoklukta insanı şükrettiren yerler. Eski Datça'da Can Yücel evi ve kahvesi de öyle. Ama 50 kuşağının buluşma yeri olan Taksim'deki Baylan Pastanesi'nin yerinde yeller estiğini de unutmamak gerek.

Böyle bir yazı, "Umarım gereken kıymet verilir" diye nafile bir temennide bulunmaktan başka nasıl bitirilir bilmiyorum...

Not: Viyana'dan beri yazmak aklımdaydı ama konu hakkında oldukça kapsamlı güzel bir yazı daha dün yayınlanmış: http://www.sabitfikir.com/dosyalar/edebi-bellegi-korumak

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.