Hayatı Anlamlandırma Çabası


Bizi kuşatan öyle bir sistem var ki debelendikçe bir bataklık gibi daha çok içine batıyoruz. İyi bir meslek sahibi olabilmek için yıllarca okuduk, stajyer ve acemi er olarak işyerlerinde çalıştık. Mezun olalı yıllar geçti ama hala o vaat edilen zamanlara ulaşamadık.

Temel ihtiyaçlarımızı karşılamak, üstüne biraz keyif yapmak, örneğin kitap okumak, sinemaya ve konsere gitmek, yurtiçinde ve yurtdışında seyahat etmek için paraya ihtiyacımız var. Dürüst ve ortalama bir vatandaşsak bunun için çalışmamız gerekiyor. Gündüzlerimizi, saatlerimizi ve günlük güneşlik aylarımızı işverenlere satacağız ki para kazanalım. Bir de tabii sigortalı olalım, yaşlanınca garantimiz olsun.

Çalışanların paçavra gibi görüldüğü, maaşların düşük ama vergilerin yüksek olduğu, herkesin birbirine karıştığı, kendilerine benzemeyenlerden nefret ettiği, kitap okuyanların asi, sanatın fazlalık görüldüğü bir ülkede neyin garantisi, anlayan beri gelsin...

Günde 9-10 saatini emeğinizi bölen, sizden uzaklaştıran ve asıl becerilerinizi göz ardı eden bir kurumda harcamak ruhunuzu yorarken ve oturmaktan bedeniniz şekil değiştirirken buna katlanma gücünü nerede bulacağız? Karşılıklı saygı ve sevgi duyduğum insanlarla kaliteli zaman geçirmek başta olmak üzere kendi kendime birkaç motivasyonum var:

Yazmak: Ruhumda biriken tortuyu hiçbir şey bir öykü yazmak kadar arındırmıyor. (Bedendeki tortu için Bali masajını tenzih ederim.)  Sözcükler, kurgu, karakterler tamamen size kalmış. Gün içinde yazabileceğim bir şeyin hayalini kurmanın tadı da ayrı. Walter Mitty'nin izindeyim.

Seyahat: Bu sene itibarıyla, gezilerimi yurtdışına genişletmeyi başardım. Gidilecek bir sürü ülke var, tabii görmediğim birçok il de. Fotoğraf makinemi alıp buralara gittiğime dair sonra kendime kanıt yaratma kısmı da cabası.

Kitap: Öyle bir iki kitap değil yutarcasına birçok kitabı arka arkaya okuyunca ayrı bir bütçe gerekiyor mecburen. Yepyeni dünyalarla, görüşlerle tanışma fırsatı her zaman mutluluk sebebi. E dergi yazılarını da esaslı yazmak için beslenmek lazım...

E-dergi: Çerçi Sanat'taki yoğun süreç ve sonuçta çıkan kaliteli sayılar başlı başına keyif sebebi. İlgi alanlarımı kaleme alabilmek, yepyeni şeyler öğrenmek, yeni yazarlarla tanışmak, arkadaşlarla yazıları tartışmak bu monoton hayata anlam ve zevk katıyor.

Sinema: Filmleri bilgisayarda indirilmiş halde veya DVD'den izlemek güzel ama kaliteli ve şaşaalı filmleri vizyondayken dev ekranda izlemeyi de gönül istiyor.

Konser: Son zamanlarda pahalı da olsa epey iyi sanatçının konserleri düzenleniyor, kimisi kaçırılırsa insanın içine oturacak cinsten.

Sistemden dileğim, fazla mesailerle ve gereksiz tavırlarla beni bunların hepsinden vazgeçirecek cinnet sınırına getirmemesi...

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.