Ant-Man: Karınca-Adam Sempatik Bir Süper Kahraman


Öyle görünüyor ki neredeyse her oyuncu süper kahraman olmayı tadacak. Marvel Studios'la birlikte paranın kokusunu alan oyunculara hak vermemek elde değil. Süper kahraman filmlerini izlemeyi seviyorum, sonra kadın karakterlerin ne kadar arkada kaldığını görüp sinirleniyorum. Ant-man'de de "kahraman" yine erkek ama bu sefer diğer filmlerdeki kadar sinirlenmedim. Nedenlerini birazdan yazacağım. Film hakkındaki genel yorumum ise süper kahraman filmlerinin yanı sıra ister istemez umutla beklediğimiz Jurassic World ve Terminator: Genisys'ten çok daha izlenebilir bir film olması.

Küçülmeye övgü


Ant-man daha geride kalmış bir karakter ama ileride Avengers'a katılacağının sinyalleri veriliyor. (Belki de Avengers filmlerinde zaten oradaydı ama biz göremedik!?) Diğer Avengers'ı düşünelim: Kapitalist dünyanın neferi ukala Tony Stark, nam-ı diğer Iron Man; militarizmin neferi, aşırı kaslı ve güçlü Amerikan askeri Captain America; direkt Tanrı olarak karşımıza çıkan aşırı kuvvetli Thor, attığı oklara kadar her şeyine kıl olduğum mıymıntı Hawkeye; diğerlerinin yanında altın gibi parlayan sinirli ama munis Hulk; bir de ekibin tek kadın kahramanı Black Widow.

Ant-man'de de o kadar insan arasından seçilmenin gurunu yaşayan Scott Lang'in ara sıra havalara girmesini izliyoruz ama bence yukarıda saydıklarım kadar itici boyuta ulaşmıyor. Halktan bir süper kahramanımız var artık, tabii diğer Yenilmezler onu da bozmazsa. Sürprizbozanlar devreye girsin. Filmde hoşuma giden birkaç unsur var. Birincisi, ilk defa daha büyük değil daha küçük bir kahraman seçilmiş. Daha iri ve daha kaslı değil daha küçük ama gücünü küçüklüğünden alan bir kahramanımız var. Kırk altı yaşında yirmilik delikanlı gibi dolaşan Paul Rudd da bu rol için şaşırtıcı ama yerinde bir seçim olmuş.

Kız babaları


En başta dedim ya; filmde baş karakterler yine kadın değil ama bu sefer o kadar sinirimi bozmadı. İşte onun sebebi: çünkü hepsi kız babası. Müstakbel Ant-man Scott Lang, hapisten yeni çıkmış, hiçbir işte dikiş tutturamamış (sabıkalı olduğu için de tutturamayacak olan), beş parasız, boşanmış ve hem evsiz hem de parasız olduğu için kızını görme izni olmayan bir adam. Hayatta her şeyi kaybetmiş ama kızına sıkı sıkıya tutunmuş bir baba. Karınca-adam olmaya ikna olmasının baş sebebi de zaten itibar, mesken ve gelir kazanarak kızına kavuşma umudu.

Onun Karınca-adam olmasını sağlayacak teknolojiyi geliştiren Dr. Hank Pym de bir kız babası. Kızı Hope van Dyne Karınca-adam kostümünü giymek için can atarken onun yerine Scott'ın seçilmesine çok alınıyor. Bunun üzerine Scott'ın Hope ile arabada yaptığı konuşma filmin bence en sevimli sahnelerinden birisi: "Ben gözden çıkarılabilirim, ama sen değilsin, O yüzden beni seçti." Kadın da ikna oluyor haliyle. Daha sonra profesör baba, memeli bir kostüm (Wasp) göstererek kızının da gönlünü alıyor.

Karıncalar


Filmde karıncalara da ufak bir saygı duruşu var. Birkaç tane karınca türüyle tanışmamızın yanı sıra bir insan karınca boyutuna geldiğinde göz ardı ettiğimiz karıncaların ne kadar önemli olabileceğini de görüyoruz. Ufaktan "karıncayı bile incitme" durumu var. (Biraz Süleyman'ın hikayesinden esinlendiklerini düşünüyorum.)

Ayrıca karıncaları hizmetkar gibi kullansalar da destekçi olarak bahsetmeye gayret etmişler. Ant-man'in kanatlı yaveri Ant-hony vurulunca içinizin cız etmemesi imkansız. Ayrıca Rammstein'ın Links 2 3 4 klibindeki gibi bütün karıncalar bir araya geldiğinde önlerinde hiçbir şeyin duramayacağı mesajını da iletmişler.

Efektler


Bugünlerde üç boyutlu filmler neredeyse olmazsa olmaz haline geldi. İlk 3D film olan Avatar'ın yanına henüz yaklaşamasalar da eğlenceli yapımlar seyretmedik değil. Bence bunlardan biri de Ant-man. Özellikle adam küçüldüğünde girdiği dünyada yaşadıklarını seyretmek oldukça keyifli. Ara sıra o boyutta kıyamet koparken büyük dünyaya dönüp neredeyse hiçbir şey olmuyormuş gibi göründüğünü göstermeleri de bir o kadar keyifli. Sonlara doğru iki karınca adamın, Scott'ın kızının odasında oyuncaklar arasında kavga etmeleri nefis olmuş.

Marvel'in bir klasiği var, jenerikten sonra ille kilit bir sahne koyar. Bu film için de geçerli. İnsanlar ışıklar açılmadığı halde koştura koştura çıktı. Siz yapmayın, Karınca-adam'a da en az üç film mesajını almadan salondan çıkmayın. Şimdiden iyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.