Ekmek Aslanın Ağzında: Tootsie

Tam Dünya Tiyatrolar Günü arefesinde, tesadüfen Tootsie'yi izlemek geldi içimden. Gülüp geçeceğimi düşündüğüm filmde biraz eleştirel bir yön bulacağımı ummamıştım açıkçası. Filmi incelemek niyetinde değilim, 1982 yılından beri epeyce hakkında yazılıp çizildiğini tahmin ediyorum. O yüzden kendimce eleştirel olan bu yöne biraz değineceğim.

Filmi açar açmaz bir tiyatro sahnesiyle karşılaşıyoruz. Kendisiyle çalışılmasının zor olduğuna dair adı çıkan Michael Dorsey işsiz kalır ve görünüşe göre New York sınırlarında iş bulma şansı kalmamıştır. Çaresizlikle gözünü karartır ve huysuz, orta yaşlı bir kadın kılığına girerek bir pembe dizinin seçmelerinden geçmeyi başarır. Her gün yayınlanan dizide, doğaçlama çıkışlarla kendini gösteren Michael, kadın haliyle Dorothy fenomene dönüşür. Uyarlaması Şabaniye'den de hatırlayacağımız üzere iki ayrı kişi olarak hayatını sürdürmeye çalışması zordur, işler bir süre sonra sarpa sarar.

Cinsiyet rolleri hakkında esprili sahneler yer alsa da dediğim gibi benim dikkatimi çeken, 1982 yılında Amerika'da sanatçıların yaşadıkları zorlukların günümüzden farklı olmadığıydı. Michael'ın huysuzluğunun iş bulmasına engel olduğu doğru ama işini iyi yapan, kusursuzluğu arayan sanatçılarda haklı olarak bulunabilecek bir özellik. Bunu Michael'ın pembe dizi seçmelerine katılmak isteyen Julie'yi çalıştırdığı sahnede de görebiliriz. Daha sonra aynı rolü kadın kılığında kendi daha başarıyla sergileyerek alır. Ama işler çok fazla karmaşık hale gelince sırrını açıklaması gerekir. Bunu bile "Ben aslında erkeğim" diye kestirip atmak yerine, dizinin canlı çekildiği bir bölümde doğaçlama bir performans ve uygun bir senaryoyla gerçekleştirir. Yani tam bir profesyonel gibi davranır. Bu, yine de işten kovulmasına engel olamaz.

Dustin Hoffman, Dorothy rolünde gerçekten harikalar yaratıyor ve film zamanında 10 Oscar ödülüne aday gösterilmiş. Aslında hafif, kafa yormayan, izleyip unutmalık bir yapım. Ama oldukça gerçekçi ve biraz buruk sonuyla kafamdaki soru işaretleri kalıyor: Gerçek bir sanatçı zorluk çekmeye mahkûm mu? Ekmek her zaman aslanın ağzında mı?

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.