Interstellar (Yıldızlararası): Dünya'yla Yıldızlar Arasında Üç Saat

Herkesin dilinde bir Interstellar'dır gidiyor son günlerde. Ben de daha dumanı üstündeyken seyredeyim dedim. Spoiler yemeden, beklentiye girmeden, sadece tanıtımını izleyerek gittim filme. Süre olarak üç buçuk saatlik Cloud Atlas hezimetine benzemekten kılpayı sıyrılmış. Efektler ve her şeye bilimsel açıklama getirme çabası kayda değer ama an itibarıyla 9,1 puan ve IMDB 250'de 11. sıra ne iştir anlamadım.

Sürprizbozanlı kısımlar geliyor.

Christopher Nolan alengirli, ilginç konuları seviyor. Biz de seviyoruz. Bu sefer de enfes uzay görüntüleriyle bezeli, süper efektli bir uzay-zaman filmi çekmiş. Amma velakin, büyük bölümünde Hollywood dozu fazla kaçmış. Ayrıca yer yer ajitasyon kokan hareketler hoş değil.

Ortam açısından aklıma geldi; efekte girmeden, sadece insanlık dramı anlatan The Road gibi postapokaliptik bir filmde ajitasyondan eser yoktu. Üç gün içime oturduğunu bilirim. Interstellar bittiği anda akıldan çıkıyor ve (yeri gelmişken) karakterler oldukça yüzeysel. Baba kızın arasında geçenler The Contact filminin bilimsel soslu hali gibi.

Gravity mi Interstellar mı?

Christopher Nolan bu filmin bilim insanlarına danışıp onay aldıklarını bas bas bağırmıştı. Ne kadar doğru bilmiyorum (kendisinin de dürüstlük seviyesi %90'sa...). Relativite, uzay-zaman, sicim teorisi, solucan deliği, karadelik, başka galaksilerde ve gezegenlerde hayat, boyutlar vb birçok bilimsel ayrıntıyı birebir filme uyarlamasalarda araştırmışlar. En sonunda olay gelip yerçekimine dayanıyor. Böyle olunca da yakın zamanda Alfonso Cuaron'un Gravity (Yerçekimi) filmine benzetmek kaçınılmaz oluyor.

Filmleri özet geçmek niyetinde değilim. Ama bir unsura değinmeden edemeyeceğim. Gravity'de filmi götüren kadın karakter. Uzayda bir başına kalıyor ve Dünya'ya dönüşünü adım adım onunla birlikte yaşıyoruz. Ama Interstellar'da kadın karakterler ne kadar zeki resmedilirse resmedilsin, erkek karakterden Cooper'ın gölgesinde kalıyor. Brand, önce babasının aracılığıyla uzaya çıkıyor, sonra Cooper'ın yardımıyla yaşanmaya müsait gezegene ayak basıyor, Murph babasının ipuçlarıyla yeni bir teori geliştiriyor.

Özetle, Interstellar efektleri ve teorileriyle ilginç bir seyirlik ama süresi ve fazla Hollywood kokmasıyla biraz değer kaybı yaşıyor bence. Yine de Dünya'daki insanların çaresizliği, oksijensizlikten boğularak ölme ihtimalleri ve hayatta kalma içgüdüsünün kuvveti açısından postapokaliptik filmler arasına rahatlıkla yerleşiyor.

Unutmadan, bir de 124 yaşında Matthew McConaughey gibi görünmek var. Darısı tüm insanların başına.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.